Bebek Psikolojisi ve Psikiyatrisi
Uzman Psikolog Burçin Demirkan Baytar’ı Çocuk Rehberi’nde konuk ediyoruz ve bebek psikolojisi/psikiyatrisi hakkında konuşuyoruz. Burçin Demirkan Baytar, “Günümüzde bebeğin duygusal gelişiminin anne rahmine düştüğü sıralarda başladığı kabul görmektedir. Aynı zamanda bebeklikten çocukluğa doğru giden tüm gelişim süreci, bebeğin psikolojik gelişiminden etkilenmektedir” diyor.
"Bebek psikolojisi/psikiyatrisi" tanımlamasını duyduğumuzda ne anlamalıyız
Son otuz yıl içerisinde bebeklerin gelişimiyle ilgili bilgilerde büyük bir artış olmuştur. Bebeklik ve çocukluk dönemine ilişkin temel gelişim konusunda bilgiler artmıştır. Bu nedenle de araştırmacıların ilgileri, çevresel ve biyolojik risk faktörlerinin bebek üzerindeki etkilerine yoğunlaşmıştır. Bu ilgi beraberinde bebeklerin sağlığı ve gelişimiyle ilgili pek çok yeni alan doğmasına neden olmuştur. Bu alanlardan biri de bebeklik psikopatolojisidir. Yaşamın ilk üç yılında bebeğin çevre koşulları ve gelişimsel sürecinin bebek psikolojisi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu etkinin bebeklik dönemi ve çocuğun sonraki yaşantısındaki psikopatolojik risklerini inceleyen ve birlikte çalışan iki alandan biri bebeklik psikolojisi, diğeri de bebeklik psikiyatrisidir.
Günümüzde bebeğin duygusal gelişimin anne rahmine düştüğü sıralarda başladığı kabul görmektedir. Aynı zamanda bebeklikten çocukluğa doğru giden tüm gelişim süreci, bebeğin psikolojik gelişiminden etkilenmektedir. Bebeğin psikopatolojik risklerle karşılaşması diğer gelişimsel alanlarına da etki etmektedir.
EN ÇOK KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Bebeklik döneminde en çok karşılaşılan sorunlar nelerdir? Aileleri nasıl yönlendiriyorsunuz?
Bu sorunun cevabı buraya sığmayacak kadar uzun. Ama ben aşağıda bir kısmını sıralayacağım. Bebekler küçücük elleri, kelimesiz dilleriyle o kadar hassas varlıklar ki… Doğa onları yaşamda kalma becerileri ile donatsa da, hızla gelişip değiştikleri için çevrelerindekileri hep şaşırtıyorlar.
Üstelik çevrelerinde olup bitenlerle ilgili kavrama becerileri bizden farklı olsa da çevrelerini çok iyi hissetmekteler. Ardından da çevre koşullarına ve doğuştan getirdikleri özelliklerine göre farklı şekillerde tepkiler vermektedirler. İşte mesele de burada başlamaktadır. Bebeğe bakım veren kişiler bu mesajları anlamak, yorumlamak ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılamakta ne kadar başarılı ise sorunlar da bir o kadar kolay çözüme ulaşmaktadır. Ama bu mesajları almak ve yorumlamak da deneyim, çevre desteği ve profesyonel yardımla olmaktadır.
Sorunlardan bazıları:
- Bebeğim ne zaman odasında uyumalı?
- Bebeğim hep kabız. Çocuk doktorumuz ne ilaç verdiyse yaptık, olmadı. Neden olabilir?
- Kızım üç yaşında. On gündür kakasını yapmıyor. Tıbbi müdahaleler sonuç vermedi. Lavman yaptık. Onu kakasını yapmaya nasıl ikna edebilirim?
- Bebeğim bir yaşına geldi. Dil gelişimi normal mi?
- Oğlum /kızım iki yaşına geldi. Ama konuşmuyor. Ne yapmalıyım? Gerçi babası da geç konuşmuş.
- Oğlum kekeliyor. Sizce yardım almalı mıyım?
- Oğlum/kızım bir yaşında ve göz kontağı kurmuyor. Ne yapmalıyım?
- Kaç yaşına kadar televizyon izlemesin?
- Oğlum/kızım yemek yemiyor. Ne yapmalıyım?
- Ne zaman memeden kesmeliyim?
- Çocuğumun ağlama nöbetleriyle nasıl baş edeceğim?
- Tuvalet eğitimine ne zaman başlamalıyım?
- Kızım ölmekten korkuyor. Geçer mi?
- Eşim uzun iş seyahatlerine gidiyor? Çocuğum için durumu nasıl idare etmeliyim?
- Bebeğimi ne zaman ücretli bakıcıya bırakabilirim?
- Ne zaman kreşe ya da ana okuluna göndermeliyim?
Sorulardan bir kısmı böyle. Önemli olan cevabın tek olmaması. Aileye, çocuğa ve koşullara göre değişebilmesi. Aileleri yönlendirme kısmı çok önemli. Bir uzman olarak önce aile görüşmesi alırım. Sonra bebekle ya da çocukla görüşürüm.
Duruma göre aile gözlemi yaparım. Oyunlarla ve izleme teknikleriyle, duruma göre envanter ve testlerle değerlendirme yaparak tedavi planını hazırlarım. Ardından planı, süreci takip ederim. Bu süreçte tüm bakım verenlerle kurulan iletişim çok önemlidir. Takip, sorunun ortadan kalkmasıyla son bulur. Ama önemli olan başka bir nokta, sorun başlamadan bebekle ilgili gelişimsel psikolojik danışmanlık alarak sorunları önlemektir. Böylece geleceğe sağlıklı ve emin adımlarla ilerlemektir.
ANNENİN BEBEĞİ İLE GEÇİRDİĞİ ZAMAN DİLİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Bebek için bakım veren ile kurduğu bağlanma ve güven ilişkisi çok önemli şüphesiz. Bunların sağlıklı ilerleyebilmesi için nasıl hareket etmek gerekir?
Bebeğin istenen bir bebek olması ve annenin hamileliği sırasında pozitif duygulanımlar yaşaması önemlidir. Bebeğin doğduğu ilk bir saat içinde çıplak olarak anne tenine temas etmesinin bir bağlanma açısından önemli olduğunu belirten birçok araştırma vardır. Çocukta ilk üç yılda ortaya çıkan çoğu psikopatolojik durumun yani çocuğun duygusal gelişimine bağlı sorunun kaynağı, bebek ile birincil bakıcısı arasındaki ilişkinin niteliği ile ilişkilidir.
Bağlanma örüntüsünün oluşması sırasında bebek ilk olarak açlık ve susuzluk gibi fizyolojik ihtiyaçlarını karşılanmasını bekler. Ardından annenin bebeği ile geçirdiği zaman dilimi ve bu zaman diliminde paylaşılanlar çok önemlidir. Goodfriend, 1993 tarihli bir makalesinde, yeni doğan bebeklerin annelerinin ses ve gülümsemelerini, herhangi bir kişi veya nesneyle bir arada olmaya tercih ettiklerini belirtmiştir. Bu konuda da kanıtlar öne sürmüştür. Çeşitli nedenlerle doğumdan hemen sonra annelerinden ayrılarak özel bakıma alınan bebeklerde gelişmenin yavaşladığını ya da durduğunu, bu bebeklerin yemek yemediklerini, sosyal geri çekilme yaşadıklarını belirtmiştir. Buna ek olarak yüzlerinde sürekli üzüntülü ifadeler olduğunun altını çizmiştir.
Annenin bebeği ile kurduğu iletişim sürecinde sevecen, kabullenici tutumlar sergilemesi çok önemlidir. Bakım veren kişi her zaman bebeğin her ihtiyacına cevap veremeyebilir. Bebeğe, onu anladığını ve yakın zamanda ihtiyacına cevap vereceğini hissettirmek gereklidir. Mümkün olduğunca tutarlı ve sevecen bakıcılar (anne, büyükanne, ücretli bakıcı) bebeği güvende hissettirir. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışan anneler de stresli olacağından bebekle sağlıklı iletişim kuramaz.
Annenin ve diğer bakıcıların (büyükanne, ücretli bakıcı, baba vb) çocuk yetiştirme tutumlarını neler etkiler?
Çocuğun huyu, alışkanlıkları, kişiliği, bedensel ve duygusal gelişimi, bakım verenlerin özellikle de annenin tutumlarından etkilenir. Ayrıca bebeğin sosyal ve duygusal açıdan gelişebilmesi için bakıcının (anne, büyükanne, ücretli bakıcı, baba vb) duyarlılığı çok önemlidir. Bebeğin kendisini ifade edebilmesi ve ortaya koyabilmesinde de anne baba- çocuk ilişkisindeki duyarlılık ve iletişim kalitesi hayati önem taşır. Sonuç olarak anne ve diğer bakıcıların çocuk yetiştirme tutumları; bebeklik, çocukluk, ergenlik diye giden gelişimsel sürecin tamamını etkiler. Bir çocuğun mutlu ve başarılı bir birey olmasında ona bakım veren birincil çevresinin çok önemi vardır. Tabii ki anne bu çemberde çocuk için en önemli varlıktır.
Annenin psikolojisinin bebeğin ruh sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?
Sağlıklı iletişim kurabilmemiz için öncelikle sağlıklı duygulanımlarımız olması gerekir. Bebeğin büyüme süreci meşakkatli bir süreçtir. Bu süreçte sabredebilmek ve pozitif duygulanımlar yaşayabilmek için de annenin ruh sağlığı çok önemlidir. Hamilelik döneminde ve doğumdan sonra bazen anneler depresyon yaşayabilirler. Bu durumda depresyonun geçmesinin beklenmemesi, bebek ve anne için yardım alınması önemlidir.
Çocuk Rehberi
Bebek Psikolojisi ve Psikiyatrisi